Bu gün mecliste paketle emredilen özgürlüğümüzü kısıtlayacak olan yasanın ivedilik istemi ile Meclise sunulması ve de bu yasayı verenler tarafından hararetle desteklenmesi bizleri daha da kötü günlerin beklendiğinin habercisi olmuştur.
Benin ‘’Beslemeler’’ sözünden fazla inciten söylem ‘’Bizde ne varsa sizde de olacak’’ söylemidir. Meclise verilen yasa da bu söylemin içinde saklıdır.
Bu yasa bana geçmişte Polis Genel Müdürlüğü tarafından meclis başkanlığına sunulan yasa istemlerini anımsattı.
Neydi bu yasa talepleri.
1- Polis tarafından kullanılan muhbirin ödüllendirilmesi yasa tasarısı
2- Etkin pişmanlık yasa tasarısı
3- Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve kullanılması yasa tasarısı
4- Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi yasa tasarısı
5- Teknik araçlarla izleme yasa tasarısı
6- Kontrollü teslimat yasa tasarısı
7- Ceza (değişiklik) yasa tasarısı (göçmen yasası)
O zamanlar ciddi bir muhalefet olduğu için bu yasalar meclise gelememişti.
Şimdi bu protokol ile bu gün meclise sunulanın yasa arkadan bu yasaların gündeme getirileceğinin habercisidir.
Hedef ve amaç KKTC’de dikensiz bir gül bahçesi yaratmak ve özellikle yasal tahakküm ile vatandaşın, Muhalefetin ve basının ağzına kilit vurmaktır.
Bu gün nasıl Tayyip beyin ağzından çıkan her şey kanun sayılıyorsa KKTC’de de onun tayin edeceği makam da onun ağzından çıkanı kanun sayacaktır.
Bu yasala bu güne kadar bağımsızlığını koruyan yargıyı da ortadan kaldıracaktır. Çünkü yasaların meclisten geçmesi ile birlikte yargının da eli kolu bağlanacaktır.
Mine Atlı’ya okunan davada da bunun bir denemesi yapılmıştır. Savcılık ısrarla ortada yasal bir suç olduğunu savunmakta beis görmemiştir.
Tehlikeli bir virajdayız. Koltukta oturmak pahasına bizi bu açmaza sürükleyenler da. Bir arada hareketi kendilerine zul sayanlar da tarih önünde yaptıklarını bedelini ödeyeceklerdir.
Gelin birlik olalım ve bu virajdan aklıselim sayesinde çıkalım.
Özgürlük en büyük değerimizdir birlikte başaralım.