Peki bu durum turkuaz tabloyu nasıl değiştirecek?
Türkiye, Mart ayından itibaren "yerinde karar" dönemine geçti. İller 100 binde vaka oralarına göre renklere ayrılıp, farklı önlemler uygulanmaya başlandı. Ancak erken normalleşmeden bir an önce dönülmesi gerektiğini belirten uzmanlar Kasım-Aralık aylarındaki yüksek vaka ve ölüm tablolarının yeniden yaşanmaması için bir önce yeni tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyor.
Son açıklanan verilere göre Türkiye’deki vaka haritası alarm vermeye devam ediyor. Düşük riskli illerin sayısı azalırken, yüksek ve çok yüksek riskli illerin sayıları ise artıyor. 8 Şubat haftasındaki verilere göre, 9 olan çok yüksek riskli il sayısı 39'a çıktı.
Uzmanlar da sahadaki durumun “ciddi olmaya başladığı” uyarısını yapıyor.
Aralık ortasından bu yana günlük en yüksek vaka sayısı
Sağlık Bakanlığı'nın 22 Mart koronavirüs tablosuna göre günlük vaka sayısı 22 bin 216. Bu Aralık ortasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam.
Son verilere göre 24 saatlik vaka sayıları 20 binin, ölümler ise 100’ün üzerine çıktı. Ağır hasta sayıları bin 500’ün üzerinde seyrediyor.
DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, “yoğun bakıma yatan kişi sayılarının arttığına” dikkat çekiyor.
“İngiltere mutant virüsünün daha çok etkili olduğuna” dikkat çeken Prof. Ertuğrul, buna bağlı olarak “birkaç hafta içinde olgu sayılarındaki ciddi artışın tabloda görülebileceğini” belirtti.
Yapılan bazı araştırmalar İngiltere varyantının daha ölümcül olduğuna işaret ediyor. Ancak Türkiye’de bununla ilgili yapılmış ya da kamuoyuna duyurulmuş güvenilir veriler henüz bulunmuyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 Mart’ta yaptığı açıklamada, 76 ilde toplam 41 bin 488 İngiltere mutantı tespit edildiğini söylemişti.
Virüsün mutasyona uğramasına dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği 2’nci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten de "mutasyonun önümüzdeki en büyük tehlikelerden biri" olduğunu söyledi.
Sağlık çalışanları yükü kaldıramaz"
Türkiye’de geçen yıl Kasım ve Aralık aylarında günlük Covid-19 vakaları 30 binlerin üzerine çıkmıştı.
Uzmanlar ise sahadaki durumun ciddi olduğuna vurgu yapıyor; yeterli kısıtlama uygulanmazsa Kasım ayındaki tablonun daha kötüsünün görülebileceğini belirtiyor.
Yüksek ve çok yüksek riskli illerin artışının gelecek dönemde Kasım-Aralık aylarındaki sorunları yeniden gündeme getireceğine dikkat çeken Doç. Dr. Ökten, "Eğer böyle bir durumla karşılaşırsak sağlık çalışanları bu yükü kaldıracak durumda değil” ifadelerini kullandı.
Avrupa kapanıyor, Türkiye açılıyor
Ağır hasta ve ölüm sayıları bir haftada yüzde 25’in üzerinde artış gösterdi. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede kısıtlamaların uzatılması ve yeni önlemler açıklanıyor.
Fransa Başbakanı Jean Castex, vaka sayılarındaki artış nedeniyle başkent Paris'in de içinde bulunduğu 16 bölgede 20 Mart'tan itibaren 4 haftalığına tüm gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını söylemişti.
Almanya’da Başbakan Angela Merkel ile eyalet başbakanlarının pazartesi günü yaptığı
toplantıda üç aydan uzun süredir geçerli olan korona önlemlerinin 18 Nisan tarihine kadar uzatılması kararı çıktı. Ayrıca pandemi önlemlerinin özellikle 1-5 Nisan tarihleri arasındaki Paskalya döneminde daha da sertleştirilmesi kararlaştırıldı.
Türkiye’de ise "yerinde karar" dönemine geçiş sonrası tedbirlerde henüz ciddi bir değişiklik yapılmadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 15 Mart’ta yapılan kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Tüm bu verileri göz önüne alarak toplantımızda şehirlerimizdeki mevcut uygulamayı bir süre daha sürdürme ve gelişmeleri yakın takip etme kararı aldık" demişti.
"Siyaset ve ekonomi insan yaşamı ve bilimin önüne geçmiş durumda" diyen Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, tedbir kararlarının İl Hıfzıssıhha Meclislerine bırakıldığını ancak "illerin de merkez ne derse ona baktığını" söyledi.
"Aç-kapalarla bir yere gidemediğimiz ortada"
Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte birçok noktada önlemler ihlal edilebiliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da, "İş yerinde maskesini çıkaranlar olduğu bilgisini alıyoruz" ifadeleriyle ihlallere dikkat çekti.
"Salgın yönetimini topyekün bir mücadele olarak düşünmek gerektiğini" belirten
Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, "Aç-kapalarla bir yere gidemediğimiz bir yıldır ortada" dedi.
Bülent Ertuğrul’un önerisi ise, "Bir tam kapanmaya gidip sonra da kademeli bir açılışa doğru gitmek gerekiyor. Bu kapanma sırasında da mümkün olan en yüksek sayıda aşıyı yaparak özellikle risk grubundakileri ve altta yatan hastalığı olanları, yani ileri yaş ve altta yatan hastalığı olanları koruyucu aşılama programını tamamlayarak en azından yaşam yitim sayılarını azaltmamız gerekiyor."
"İllere göre ciddi kararların alınması gerektiği" görüşünde olan Doç Dr. Ali İhsan Ökten da, iller arası seyahatlerin kısıtlanması ve aşılamaların hızla, geniş kitlelere de uygulanmaya başlanması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de ikinci doz aşılamaların hızlanmasıyla birlikte toplam aşılama sayısı 13,5 milyon civarına ulaştı. Dünya gelindeki ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye listede üst sıralarda yer alıyor. Ancak uzmanlar yine de ülke nüfusunun yarıdan fazlası aşılanmadan normalleşme adımlarından kaçınılması gerektiği görüşünde.