Amaç ne?
Sindirip susturmak mı?
Doğruları yazıp, söylemek mi?
Hazmedemiyorlar doğru haber yapmayı, yayınlamayı ve de yazı yazmayı.
O yüzden emir veriliyor, polis de baskın yapıyor.
Ülkede demokrasi var mı?
Hukuk var mı?
Basın özgürlüğü var mı?
Kesinlikle yoktur!
Bu ülkede, zorbalık düzeni, baskı ve faşizim düzeni vardır!
İşgal düzeni vardır!
O yüzden bunları yaşatmış oluyorlar.
Yeni bakış medyası, trafiği çekip "bu nasıl sokağa çıkma yasağıdır?" sordu diye, efendiler gazeteye polis baskını düzenleyecek öyle mi?
Doğru habere polis baskını!
Haberci haberinin peşinde olur, haberini yapar kamu oyuna iletir.
Basın bunlar için vardır.
Basın kamuoyunu her zaman için aydınlatır, gizlenen saklanan ne varsa onları bulur çıkarır ve toplumun önüne sermaye çalışır. Bunlar yapıldığı sürece, bunlar topluma verildiği sürece, basın gerçekten görevini yapmış olur. Bunları yapmayan ve her gün de düzenin sunduğu şekilde haber, yayın yapılması demek, düzene sahip çıkmak demektir.
Düzenin her gün giderek kirlendiği gerçeğini ve bu düzen sayesinde toplumun canına okunmasını dile getirmek ve de ihbar etmek, gerçekte gazetecilik ve medyacılık kuralıdır.
Bu kurala uymayanlar ve her zaman için de yalakalık yapanlar da çoktur basın içerisinde!
İşte Yeni bakış gazetesi ve medyası bunu yapmadığı nedeniyle, bugün bu şekilde polise talimat verilerek susturmak ve onların istedikleri şekilde yayın yaptırmaya kalkışmış oldular.
Yani susun, konuşmayın mesajını verdiler.
Baskın aslında çekilen trafiğin meselesi değildir!
Baskın bu rejime boyun eğmedikleri için yapılmıştır!
Bu kirli rejimi her gün deşifre ettikleri için yapılmıştır!
Yapılan baskın kamera olayı açıkça değildir.
Hamit köy çemberini her gün çeken medyanın durum değildir.
Onlar öyle göstermeye çalışmış olsa bile bu değildir.
Evet, polisin bu şekilde baskın yapması demokrasinin basın özgürlüğünün nasılda bu şekilde saldırı ile yerle bir edildiğidir.
Yapılan baskın doğruları her gün yayın yapan medyanın ve orda kalemleri ile halkına gerçekleri vermeye çalışan mücadeleci insanları susturmaktır.
Yapılan baskın, bu çirkef yatağına çevirdikleri ülkenin kuzeyini deşifre edenleri susturmaktan başka bir şey değildir!
Çünkü işlerine gelmiyor.
Nemalanma söz konusudur.
Halk gerçekleri öğrenmesin, onlarda bu kirli yapıyı da böylelikle hep sürdürmeye devam etsinler. Etsinler ki hep başta kalsınlar, hep seçilerek bu kirli düzeni sürdürsünler. Ne çözüm olsun, ne de barış. Burayı da böylelikle avuçlarında tutsunlar.
İşte tüm bu gerçekleri yazan dile getiren medyaya bu yüzden baskın yapılmıştır.
Susturmak kolay mı?
Gerçeklerden koparmak kolay mı?
Yıllarca mücadele eden yurtseverleri kolay değil kirli düzenin bekçisi yapmaları!
Kalemi susturamazlar!
Düşünceye kelepçe vuramazlar!
Baskı, tahdit, bu yüreği durduramaz!