Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Yüksek faiz-düşük kur kısırdöngüsü yerine yatırım, üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikamızla ülkemiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız” ifadeleriyle anlattığı yeni ekonomi planı doğrultusunda Türkiye Merkez Bankası dün politika faizini yüzde 14'e düşürdü.
Gelecek aylarda enflasyonun yüzde 30'u aşması tahmin edilirken Merkez Bankası'nın kararının ardından Türk lirası dolara karşı yüzde 8 değer kaybederek yeni bir rekor kırdı ve dolar/TL kuru 17.07'yi gördü. Merkez Bankası'nın son 17 günde 5. kez gerçekleştirdiği müdahaleyle kur 16.20 seviyelerine kadar düşerken, bu seviyeler uzun süre korunamayarak dakikalar içerisinde yeniden 16.80 bandına yükseldi. Böylelikle Türk lirasının son 30 gündeki değer kaybı yüzde 37'ye ulaşırken, yıllık değer kaybı ise yüzde 55'e yükseldi.
Reuters'a konuşan uzmanlardan Amerikalı istatikçi Patrick Curran, "Erdoğan'ın görünüşe göre daha da sağlamlaşan faiz karşıtı duruşuyla birlikte kur krizinin daha da uzamasıyla Türkiye geri dönüşü olmayan noktanın ötesine geçebilir" ifadelerini kullandı.
'Düşen bıçağı yakalamaya hâlâ hazır değiliz'
Değeri düşen bir ürünün, fiyatının düşmeye devam edebileceğinden hareketle risk alınmaması gerektiği anlamına gelen 'Düşen bıçak tutulmaz' şeklindeki finans deyimine işaret ederek, Türk lirasını 'düşen bir bıçağa' benzeten Curran, Türk lirasına yeniden yatırım yapılması ihtimaline dair "Düşen bıçağı yakalamaya hâlâ hazır değiliz. Erdoğan dümende olduğu sürece liranın değer kaybetmeye devam etmesini engelleyecek hiçbir şey yok" dedi.
'Mevcut politika bileşimi sürdürülemez'
Küresel kredi değerlendirme kuruluşu Standard & Poors'un Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesi Direktörü Maksim Ryabnikov ise, "Mevcut politika bileşiminin sürdürülemez olduğuna inanıyoruz" dedi.
Merkez Bankası'nın 100 baz puan faiz indirimi kararına ilişkin açıklamasında yer verilen "Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir" ifadelerini değerlendiren Rybnikov, "Muhtemelen bu, diğer faiz oranı kanallarının değerlendirilebileceği anlamına geliyor" dedi.
Faiz indirimlerinin devam etmesi halinde sermaye kısıtlaması olasılığının artabileceğini de sözlerine ekleyen Rybnikov "Bu bizim temel çizgimiz değil... bir politika tedbiri olarak, bunların son çare olarak kullanılacağına inanıyoruz" diye konuştu.