Sendika denilince akla gelen kavramlar nelerdir diye sorsak şüphesiz emek dayanışma, mücadele gibi kavramlar gelecektir. Temelinden olaya bakmanın sağlıklı olacağı ve bize farklı bakış açıları sağlayacağı aşikar.
Sendika nedir?
Bunu kısaca açıklamak mümkün mü? Sendikayı tanımlamak görünenin
aksine zor ve kompleks bir iş, bu doğrultuda sendikanın nasıl önem kazandığı ile bağlantılar kurarak sendikanın varoluş amacını açıklamak daha sağlıklı olacaktır. Kimi kaynaklara göre sendika; “ büyük kapitalist endüstrinin anavatanı olan İngiltere’de gelişti ve bir süre İngiliz işçi sınıfının ileri kesimlerini etkiledi.”
Bunların yanında can alıcı olan nokta “ sosyalist fikirlerin İngiliz İşçi hareketi
üzerindeki etkisi 1830’lu yıllarda açıkça belirgin hale geldi ; o dönemde ortaya
çıkışı da temelde Robert Owen ve yandaşlarının heyecan verici
propagandalarına bağlanır." Sendika; sanayi devrimini acı bir biçimde hisseden İngiliz işçi sınıfı ekseninde şekillenmiş ve daha da önemli bir hale gelmiştir diyebiliriz. Literatürde yaygın olan sendika tanımı tüm çalışanların ve işçilerin haklarını koruyan onları geliştiren sivil toplum örgütüdür, bunun yanında çalışma hayatında devlet ve işverenle birlikte toplu sözleşmeler ile çalışanları yasal anlamda koruyan sivil toplum örgütüdür. Bu açıklama sendikayı tanımlamak için pek yeterli değil. Sendika sivil toplum örgütü içerisinde bilinen en önemli örgütlerin başında gelir. Bu nedenle toplumsal yapı içerisinde de büyük önem teşkil eder.
Sendika devlete, işverene ve sermayeye karşı çok önemli bir baskı ve savunma unsurudur.
Bu doğrultuda sendikal platformların ciddi manada söz hakkının bulunduğu ülkeler “demokratik anlayış ve demokrasi” bakımından gelişmiş, insan haklarına saygılıdır. Olaya daha farklı ve dar anlamlarda bakmak gerekirse sendikalist baskı demokrasinin temsilcilerindendir. Bu doğrultuda sendika toplumun bel kemiğidir. Sendikalar günümüzde birer birer hatta top yekûn Neo-liberal istilanın
saldırısı altında , Kenneth Jowitt’e göre yeni dünya düzensizliğinin adı olan
küreselleşme işçileri, çalışanları kısaca emeği sömürmeye devam ederken sendikal hareketin gerekliliği tartışılmazken kolektivizm diye bilinen bireycilik karşıtı politik anlayış ne durumda?
Ülkemizde maalesef sendikaların durumu budur.
Birer dernek!
Ve dernek'ten öteye gitmiyorlar!