Çok uzağa değil Güney Kıbrıs'a bir bakalım temizlik yönünden durum nedir diye. Güney kesiminde her yer çok temiz, çevre düzenlemesi mükemmel. Kaldırımlar mükemmel, yayanın güvenle yürüyeceğini görürsünüz. Bunların yanında yer alan çiçekleyir, çimlerle donatılmış parklar var.
Peki ya bizim buraya baktığımızda bunları görmek mümkün mü?
Maalesef mümkün değildir.
Çevre pislik içinde.
Kaldırımlar deseniz yetersiz, olanlarda ya araçlarla işgal edilyor ya da dükkan sahipleri tarafından konan eşyalar ile işgal edilmiş oluyor.
Şöyle sağlı solu yol kenarlarına baktığımızda, pislik içerisinde olduğunu görüyoruz. Kaldırım etraflarında otlar, kağıtlar, naylon poşetler, plastik şişeler ve kirli bir çevre yer alıyor.
Bunların temizliği bu kadar zor mu?
Buraların düzenini sağlamak mümkün değil mi?
Elbette mümkündür.
Yeter ki belediyeler çalışıp da iş yapmak istesin.
Belde temizliği ve de düzenini sağlamak belediyelerin birinci ve asla vazgeçilmez görevidir.
Hele de bu temizlik için yeterli sayıda çalışan da varsa bu temizlik neden yapılmasın değil mi?
Ama maalesef belediyeler çalışan personele rağmen bunları yerine getirmiyor.
Neden?
Bunlar sadece en kolay ve de en basit işler tabii ki ama gelin görün ki bunları dahi yapmayan ve de yerine getiremeyen belediyeler söz konusudur.
Bugün yerel yönetimleri seçmek için bir kez daha sandıklara gideceğiz.
Çevre temizliğini dahi yerine getiremeyen bu belediye başkanlarını tekrardan yine seçecek miyiz?
Bu basit işleri dahi yerine getirmeyenler ne acıdır ki diğer büyük işleri hiç yerine getirmedikleri veya getirmeyecekleri söz konusudur.
Bakınız alt yapı sorununa...
Bu konuda ne yaptılar?
Hiçbir şey!
Yağan yağmura karşın her yerimiz her zaman olduğu gibi yağmura teslim oluyor.
Ya peki, gelişi güzel yapılaşmaya ne demeli.
Ada ülkesi olduğumuz halde yüksek binaların olmaması gerekirken, bugün tam tersi betona tutsak hale getirdiler.
Müstakil evlerin yanlarında kat kat binalar ve nefes alamayacak bir hal alan müstakil ev sahipleri!
Belediyecilik bu mu?
Ada ülkesinin kuzeyini ne hale getirdiler ve de getirmeye de devam ediyorlar.
Peki ya bu şekilde yetersiz kalan kanalizasyonlar karşısında çevreye yayılan pis kokulara ne demeli!
Kuzey Kıbrıs belediyecilikte sınıfta kalmıştır.
Hizmet sıfır!
Ve seçimler.
Tekrar aday olacaklar.
Oy isteyecekler.
Peki, bizler bu başkanları tekrardan seçecek miyiz?
Yoksa hayır diyerek onlara dur mu diyeceğiz?
Buraların düzenini sağlamak mümkün değil mi?
Elbette mümkündür.
Yeter ki belediyeler çalışıp da iş yapmak istesin.
Belde temizliği ve de düzenini sağlamak belediyelerin birinci ve asla vazgeçilmez görevidir.
Hele de bu temizlik için yeterli sayıda çalışan da varsa bu temizlik neden yapılmasın değil mi?
Ama maalesef belediyeler çalışan personele rağmen bunları yerine getirmiyor.
Neden?
Bunlar sadece en kolay ve de en basit işler tabii ki ama gelin görün ki bunları dahi yapmayan ve de yerine getiremeyen belediyeler söz konusudur.
Bugün yerel yönetimleri seçmek için bir kez daha sandıklara gideceğiz.
Çevre temizliğini dahi yerine getiremeyen bu belediye başkanlarını tekrardan yine seçecek miyiz?
Bu basit işleri dahi yerine getirmeyenler ne acıdır ki diğer büyük işleri hiç yerine getirmedikleri veya getirmeyecekleri söz konusudur.
Bakınız alt yapı sorununa...
Bu konuda ne yaptılar?
Hiçbir şey!
Yağan yağmura karşın her yerimiz her zaman olduğu gibi yağmura teslim oluyor.
Ya peki, gelişi güzel yapılaşmaya ne demeli.
Ada ülkesi olduğumuz halde yüksek binaların olmaması gerekirken, bugün tam tersi betona tutsak hale getirdiler.
Müstakil evlerin yanlarında kat kat binalar ve nefes alamayacak bir hal alan müstakil ev sahipleri!
Belediyecilik bu mu?
Ada ülkesinin kuzeyini ne hale getirdiler ve de getirmeye de devam ediyorlar.
Peki ya bu şekilde yetersiz kalan kanalizasyonlar karşısında çevreye yayılan pis kokulara ne demeli!
Kuzey Kıbrıs belediyecilikte sınıfta kalmıştır.
Hizmet sıfır!
Ve seçimler.
Tekrar aday olacaklar.
Oy isteyecekler.
Peki, bizler bu başkanları tekrardan seçecek miyiz?
Yoksa hayır diyerek onlara dur mu diyeceğiz?