1951 yılında kiliselerde yapılan bir plebisit ile alın EOKA Kararı ile adanın Yunanistan’a bağlanması için örgüt kurulmasına karar verilmiştir.
EOKA sömürgelerin başta İngiliz ve Fransız müstemlekelerinin birer birer bağımsız kaldığı bu dönemde Rumlar böylesi bir bağımsızlık hareketi ile adanın bağımsız kalarak Yunanistan’a bağlanmasını amaçlamaktaydı.
EOKA’nın ilk hedefi İngiliz yönetimi idi.
Adada yaşayan biz Türkler olarak da Londra konferansı sonrası Türkiye taraf olarak ilan edilmesinden sonra Ankara özel harp dairesi altında adada TMT nin kurulmasına 1 Ağustos 1958’de karar verilerek kurulmuştur. Kuruluşu ile birlikte faaliyette bulunan Volkan, Kara Çete gibi kuruluşlar da bu oluşumun altında toplanmıştır.
İte bu kuruluşun altında edilen TMT yemini.
‘’ Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Türk Milletine adadım. Ölüm dahi olsa verilen her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilen her şeyi, canımdan aziz bilip, sonuna kadar muhafaza edeceğim. Gördüklerimi, işittiklerimi, hissettiklerimi ve bana emanet edilenleri, hiç kimseye ifşa etmeyeceğim. İfşaatın bir ihanet sayılacağını ve cezasının ölüm olacağını biliyorum.
Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik edeceğime, şerefim, namusum ve bütün mukaddesatım üzerine söz verir ant içerim.’’
Üzgünüm çünkü TMT mensupları ettikleri bu yeminin arkasında durmadılar. Yeminin ilk paragrafında yazılanları unuttular.
1974 sonrası
- Gönüllü bir görev olan mücahitlik görevini makama ve mülke dönüştürdüler. Mücahit puanı adı altında hizmetleri karşılığını puana dönüştürerek mal peşine düştüler. Haksız bir şekilde hem işini yapan, hem de memur olan ve sadece gece nöbete gidenler ile küçük bir ücret karşılığı görevde olan emekçinim haklarının gasp edilmesine göz yumdular.
- Ayni haksızlığı Mücahitlik sürelerinin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak Memurların bir hizmet yılına karşılık iki hizmet yılı sayılmasına karşılık sigortalı olan emekçinin süresinin bire bir olmasına göz yumdular,
- Vatanın toprak bütünlüğünü koruyacaklarına dair ettikleri yemini unutup parsel parsel ülkenin İsrail, Rus, Türkiyeli, İngiliz, Almana ve diğer ülkelere satılmasına göz yumdular
- Toplumun namus ve şerefini korumaya an içmiş bir Bakanın neden gece kulüplerini kapatmıyorsunuz sorusuna verdiği ‘’Ne yani kapatalım da izne çıkan askerler bizi mi becersin’’söylemini sineye çekerek adanın bir fuhuş cennetine dönüşmesine karşı koyamadınız.
- Kuzey Kıbrıs’ta kalan 162 fabrikanın ve binlerce dünüm arazinin elden gitmesine ve üretimin sonlanmasına sessiz kaldınız.
- Taşıma nüfus ile adada azınlığa düşmemize sessiz kaldınız
- Ülke yönetiminin elden gitmesine sessiz kaldınız
- GKK,Sivil savunma ve Merkez Bankası yönetiminin Kıbrıslı saf Türk değil diye atanmamasına ses çıkartmadınız.Son günlerde GKK’da Kıbrıslı Türkün en üst makamını boşaltılıp boş bırakılmasına da sessiz kaldınız
Daha yazacak çok şey var. Beni üzen bu gün en genci 65 yaşında olan ve son 47 yıldır TMT Mücahitler derneklerinde bulunan bu arkadaşlarımız bütün bunlar olurken Benim gibi bu uygulamaları haksız bulanlara verilen tek cevabın ‘’Ne yani bunara karşı duralım da Rum gelip bizi kessin’’Olmasıdır. Üstelik Bana benim gibi düşünenlere Rumcu damgası vurulması ve gidin orda yaşayın köpekler denmesidir.
Şimdi sormak gerekir var olmak için bu uygulamalara karşı çıkanlarımı milliyetçidir? Yoksa bağımsızlık ve topraklarımızın, yer altı ve yer üstü varlıklarımızın elden gitmesine sessiz kalanlar mı milliyetçidir?
Geceleri rahat uyuyor musunuz?