Turizm gerçekten çok çeşitlilik içeren bir bacasız senayı modelidir.
Yıllarca Kıbrıs turizmi 3S olarak bilinirdi.
1974 sonrası önce bavul turizmini yaşadık. Türkiye’de olmayan bilumum emtiya Türkiye’ye taşındı. Hatta bu sektörde zenginler yaratmak için bedelsiz ithalat rejimini getirdik. Bu arada mevcut fabrikalarımız da ürettiklerini ihraç edecek verimlilikteydi.
Sonrası bu sistem tere döndü. Bavul turizmi bitti, Fabrikalarımız ürettiklerini satamaz duruma geldi. Üstüne üstlük bir de ABAT kararları gelince her şey çöktü.
Çareler tükenmez bu kez devreye kumar turizmi girdi. Türkiye’de kumarhaneler yasaklanınca buralar kalın barsak olan KKTC’ye taşındı. Bu turizm modeli ile kumarhanelerin yan kuruluşu olan gece kulüpleri ve kara para aklama kolonileri da otomatik olarak bu sistemin içinde yer aldılar.
Bir başka Turizm modelimizi da eğitim sektöründe gelişti DAÜ,LAÜ derken YDÜ ve diğer özel sektör bu alanı ele geçirdi.Bu sektöre Devletçe sağlanan vergiden muafiyet nedeniyle neredeyse Türkiye’deki tüm üniversitelerin uzantıları adaya taşındı.Be sektörde iş imkanı bulan öğrenci yurtları hızlı bir şekilde artmaya başladı.Fakat y.ne bu yatırımları yapanların karşısına diğer sektörlerde olduğu gibi TC sermayesi ve ya kurumları girdi.Devlet kurumu olan KYK devreye girip fiyat kırarak yerli yatırımcılarımı iflas noktasına getirdi.
Şimdi da pandemi dönemi nedeniyle duraksayan Turizm sektörüne yeni bir çeşit eklendi ‘’Din Turizmi’’
Adadaki tarikat, tekke ve zaviyelere gelecek olanlara bir yıllık oturma izni.
Bu bir ihanettir. Yıllarca Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı olarak yaşayan, tarikat, tekke ve zaviyelere karşı direnen ve bunların adadaki faaliyetlerine son veren ve adaya girişi yasaklayan başta liderimiz DR.Küçük’e karşı bir ihanettir.
Belki da kısa bir süre önce Anayasa mahkememizin izinsiz din kursları ile ilgili kararı sonrası Tayyip beyin karşı çıkışına uygun bir misilleme kararıdır.
Bu kararı alanların adada mevcut tarikat, tekke ve zaviyelerin sayısından da haberleri yoktur. Nitekim İçişleri bakanı sadece Nakşibendi tarikatını biliyormuş.
Artık ipin ucu öyle bir kaçtı ki yıllarca ‘’Ekonomik ve sosyal kalkınma programı’’olarak bize dayatılan paketlerin bir çökertme ve bizi besleme durumuna düşürme paketleri olduğunu çıkar uğruna kabullendik. Her şeyimizi kaybettik. Şimdi piyon bile değiliz. Bu din turizmi da laikliğimizin sonu olacak hiç olmazsa bunu bize layık görmeyin ey talimatlı yönetenlerimiz.
Bunu bize yapanları gelecek nesillerimiz lanetle anacaktır.