Bu gidişat iyi bir gidişat değildir.
Toplumsal hastalığımız devam ettiği sürece gidişatın düzelmesi da mümkün değildir.
Ortada gözüken iki güç mevcut. Bu iki gücü birlikte hareket etmeyi başarabilecek dağınık bir üçüncü güç olasılığı mevcuttur.
Birinci büyük güç KKTC nimetlerini sermaye ve Türkiye’ye hizmet ederek aralarında üleşen UBP+DP+YDP
İkinci büyük güç Devlet örgütlenmesini sağlamış sendika ve sivil toplum etkinliği ile birinci büyük gücün yerini alma mücadelesi veren CTP
Son zamanlarda bu iki güç sempatizanları ile kenetlenmek adına birbirlerine acımasızca saldırmaktadırlar. Dikkat edilirse bu iki güç ayni şeyi savunmaktadırlar çünkü karşı çıktıkları TC tarafından yönetilmek değil biz daha iyi yaparızdır. Her ikisi da adada ne sosyal ve ekonomik işgali ne de askeri işgali kabul etmemektedir. Hükümette oldukları dönemlerde ne demokrafik ne de topografik değişimi ne de kaynaklarımız ile ekonomik sömürüye dur dememişlerdir.
Egoları yüksek olan dağınık bir üçüncü güç mevcuttur. Siyasi partiler ve sivil toplum platformları bu grup içinde yer almaktadır. Müşterek hareket edebilecekleri o kadar çok nokta var ki vatandaş neden bunlar bir arada hareket edemiyor diye sorup durmaktadırlar.
Cevap EGO’lardır. Düşünün bir araya gelip sorunun esas kaynağı olan TC Elçiliğine protesto eylemini gerçekleştirenler (Bu protesto eylemini gerçekleştirenlere CTP arkasını dönerek UBP’yi protesto etmeyi tercih etti) Devamını gerçekleştirmek için hala daha görüşmektedirler. Bu zaafın farkında olan UBP ve CTP da bu birleşmeyi zorlaştırmak için çeşitli platformlarda mücadelelerini yükseltmektedirler.
Zaman tükenmektedir ülke elimizden kayıp gitmektedir artık KKTC’de yaşayan nüfusun bir önemi kalmamıştır. Türkiye tarafından yürütülen politika Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yönetenlerin da bir nevi desteği ile yok olmakla karşı karşıyadır. Kazananlar Türkiye ve Türkiye’nin KKTC’deki işbirlikçileri ile Kıbrıs Cumhuriyetini yönetenler olacaktır.
Üçüncü büyük güce çağrımdır
VAR OLMAK İSTİYORSANIZ BİRLİKTE HAREKET ETMEYİ BAŞARIN