Yaşam koşuları çok zor.
Daha doğrusu bu koşulları yaratan bir yönetim söz konusu.
Büyük çoğunluk geçinemiyor.
İnsanların yüzlerine bakıyorum, eskisi gibi gülmüyorlar.
Umutsuzluk var.
Gelecek kaygısı var.
Daha doğrusu umut diye birşey kalmadı.
Gelecek diye birşey kalmadı.
Üniversite bitiren gençler işsiz.
İş ve aş imkanı bırakmadılar.
Ülkede işsizlik sayısı patlamıştır, ne olacak bu kadar insan?
Ne yapacak bu gençler?
Ailelerin avuçlarına bakıyorlar, yazık değil mi?
Göç eden yine çok sayıda gençler oluyor.
Ülkenin durumu ise çok kötü.
Suçlar patlamıştır.
Her gün bir olay, her gün bir tutuklama görüyoruz.
Hırsızlık, uyuşturucu almış başını gidiyor.
Polis bunlara baş etmekte zorlanıyor ne acıdır ki.
Onlarında işi zor!
İnsanımızın da işi zor!
Ne gelecek başına ne yaşayacak hiç belli değil.
Sapığı mı istersiniz.
Hırsızı mı.
Uyuşturucu çekeni mi.
Bunların hepsi de bu avuç içi kadar ülkenin içerisinde!
Bunlar karşısında insanımızda huzur ve güven kalır mı?
Kesinlikle kalmaz!
Peki ya zamlar?
Zamlara ne demeli?
Fiyatlar sürekli değişiyor.
Markete korkar olduk artık gitmekten!
Fiyatlar karşısında çaresiz kalıyoruz.
Alım gücümüz bitmiştir!
Geçinmek mümkün değil!
Bırakın artık geçinmeyi karın doyurmak bile mümkün değildir.
Giderek fakir bir toplum oluyoruz.
Asgarî ücrete 8.500 TL diyorlar.
İyi de her gün yapılan zamlar ne olacak?
Bu asgari ücret bu zamları karşılayacak mı?
Kesinlikle hayır!
Sosyal hayatı resmen bitmiş oldular!
Büyük bir kesim eziliyor.
Belli kesim ise sefa sürüyor.
Bu mudur sosyal adalet?
Bu mudur sosyal devlet?
Maalesef adaleti de sosyal devleti de bitirmiştirler.
Devlet de adalet de onlara çalışıyor.
Alınan maaşlar bunların en acı gerçeğidir!
Bir vekil %50 artış alacak.
Yine diğer kamuda yüksek mevkide görev alanlar da öyle.
Yüklü ve de güçlü bir maaş!
Ve sıra asgarî ücretliye gelince de 2500 TL artış öyle mi?
Hani az maaş çekene çok artış, çok maaş çekene az artış verilecekti?
Nerde bu?
Başbakan Ünal Üstel, öyle demiyor muydu?
Bu haksızlığı ortadan kaldıracağız diyen o değil miydi?
Bal gibi de oydu!
Bir de asgarî ücreti sendikanın istediği seviyeye getirirsek, bunu ödemek işverenler için mümkün olmayacak mış diyorlar. Ve işten de çıkarmalar yaşanacak mış.
Peki o zaman o büyük işletmelerin mal varlıkları, evleri, banka hesapları, bunun yanında yaşamlarına hükümet olarak hiç baktınız mı? Çocuklarının en lüks arabaları altlarında, en pahalı okullarda okumaları yerine getirilmiş olacak ve tüm bunları bu sermaye kendilerine mükemmel bir şekilde hatta mükemmelin ötesinde yerine getirecek, ama iş asgarî ücrete gelince, siz olmaz işveren bunu veremez diyeceksiniz.
Yapmayın ayıptır, günahtır!
Ha veremeyen küçük işletmeler olabilir, onlara da siz devlet olarak katkı yaparak bunu yerine getirebilirsiniz.
Yeterki isteyin.
Yeterki adaleti sağlayın.
Bir kez de adaletli olun!