Belki de başından belliyken sonum düşkün bir sebep tim düştüğüm hallerimin çıkmazında ..
Ve ölüm vardı bu şehrin gecelerinde ter kokuyordu rüzgâr değdiğinde tenime,
ağlıyordu ağaçlar, siyahtı sabahlar, sabahlar günü çağırmıyordu artık, gitmiyordu yolcular gitmiyordu son otobüste.
Oğlum çağırıyordu beni, büyümüştü artık, baba diyordu ben beklerim annemi, sende git der gibiydi bakışları.
Viran bir şehirde sessiz geliyordu ölümler, hayat başlı başına bir zulüm iken , bugün erken diyordu yaşam .
Sır perdesinin gerisinde kalmışken dünler, uçurtmalar yırtılmış, düşler büyümüş bizler unutulmuştuk, gök yüzünü çevirmişti bize .
Oysa biz eritmiştik yaşama dair tüm mutlulukları, sevinmiştik kendimizi her kandırdığımızda ,
Bir tek hüzünler kalmışken elimizde, yüzümüze gözümüze bulaşmışken bir çuval incir , biz hep haklıydık sonbaharı son bekleyişimizde .
Oysa ölüm vardı hayatın tüm satır aralarında, aralıksız yağan yağmur , nasıl ki yarıyorsa toprağa , ölümde huzur vardı , hoyrat bir yaşamın sonunda .
Aslında her mutluluğun arkası bir matemdi , mahrumdu sevinçler , maksadı yoktu sözlerin , gelişi güzeldi özlemler , şiirler yoktu artık tükeniyordu sevgiler , okyanusun ötesiydi ömrümün öbür yarısı dediğim sen , sonsuzluk gibi derin ve mavi .
Bugünde bitti iste solmuştu güller gözyaşları içinde ..