Soldaki çözümsüzlük..
1976 Yılında geçilen parlamenter sistemde Harekâtın getirdiği yükselişle ve yılların birikimi mücadele yılları ile milliyetçi oyların tavan yaptığı bir dönem yaşanmıştı.
Denktaş kendi kadrosu ile UBP’yi kurmuş ve seçime arkasında ulufe gibi her şeyi dağıtan bir Hükümet kadrosu ile seçime girmiştir. Seçime giren diğer partiler büyük ölçüde Türkiye’den KÖGEF grubu olarak adaya gelen ve 1974 öncesi Denktaş muhaliflerinin kurdukları CTP’de kendilerine yer bulan solocular. Önce Ecevit’in partisiyiz diye kurulan Halkçı Parti. Seçime kısa bir süre kala Halkçı parti yönetimine karşı olan grubun da içinde bulunduğu kurucu mecliste muhalefet görevi yürütenlerin kurduğu TKP. TKP’ye seçim öncesi CTP’den ayrılan HALKDER gurubu da katılmıştır.
Seçimler tabi ki Denktaş’ın liderliğinde UBP’nin zaferi ile sonuçlanmıştır. Bu seçimde en büyük süprizi TKP yaparak UBP’nin 40 sandalyelik mecliste 30 Milletvekili çıkarmasından sonra meclise 6 Milletvekili sokmuş CTP ile Halkçı parti da 2’şer Milletvekilliği kazanmıştır.
İkinci seçimlere TKP UBP’nin pervasız ve partizanca yaptığı uygulamalar nedeniyle TKP güçlenerek gelmiş ve ‘’UBP TUMBA’’sloganı ile katıldığı 1981 seçimlerinde; UBP 18 milletvekilliğine düşmüş. TKP 13 Milletvekilliğine yükselmiş. CTP Milletvekilliği sayısını 5’e çıkarmış. Halkçı partinin dağılmasından oluşan Demokratik Halk partisi 2 milletvekili ve yeni kurula Türk Birliği Partisi da bir milletvekili çıkarmıştır.
Bu sonuçlara göre UBP karşıtı üç parti çıkardıkları toplam 21 Milletvekili ile 40 Vekillik Mecliste çoğunluğu sağlayıp sonuçlar açıklandıktan sonra KTÖS Balkonundan yeni Hükumeti ilan etmişlerdir.
Ancak sonuç öyle olmamış Önce Demokratik Halk Partisinden Nejat Konuk, sonra da İsmet Kotak ayrılarak 21 güvensizlik oyu ile UBP’nin kurduğu azınlık Hükümeti düşürülmüş fakat yerine KTÖS Balkonunda kurulan Hükumet kurulamamıştır.
Uzun bir süre Kurulmaya çalışılan UBP-TKP Hükumeti sonuca ulaşmamış ve bu süre sonunda Nejat Konuk, İsmet Kotak ve YKP’den seçilmiş Milletvekillerinin da içinde bulunacağı Hükumet kurulmuştur.
Bu noktadan sonra deşifre olan alternatif parti TKP sempatizanları süratle baskılar altına alınmış bu baskıya dayanamayanlar soluğu ya CTP saflarına kaçmakta veya UBP saflarına geçmekte bulmuşlardır. TKP artık erime sürecine girmiştir. Partide kalanlar da iki gruba bölünmüş vaziyette bi parti egemenliği kavgasına girmişlerdir.
Bu TKP’deki çözülme en fazla CTP’ye yaramış ve TKP’nin yerine soldaki birinci Parti konumuna yükselmesi o kadar zor olmamıştır.
1985 seçimlerinde CTP 7 vekile çıkmış TKP 3 Milletvekilliğine gerilemiştir.
Bu noktada TKP ikinci bir hata yaparak UBP ile koalisyon kurmuş ve sol kesimin şimşeklerini daha da fazla üstüne çekmiştir. Nitekim başarısız bir Hükumet deneyimi olmuş son bir hareketle gelen Ekonomik pakete hayır diyerek masadan kalkmış fakat yeterli olmamıştır.
1990 seçimleri dayatmaların hat safhaya ulaştığı bir seçim olmuştur. Toplum ikiye bölünmüş bir tarafta UBP diğer tarafta üç partinin oluşturduğu Demokratik Mücadele Partisi. Seçim sistemi nedeniyle bu parti 16 Milletvekili çıkarmıştır. Bu partilerden CTP ve TKP meclise girmeme kararı almış ancak TKP listesinden seçilen iki Milletvekili bu karara uymayarak meclise girerek TKP’ye büyük yara vermişlerdir.
İşte bu noktadan sonra CTP’nin önü açılmış ve artık değişecek şekilde solun birinci partisi olmuştur.2002 ‘den sonra gelen güçlü CTP dönemlerinde kendi dışındaki sol Partilerle Hükumet ortaklığı yapmamış hep sağ Partilerle hatta eşyanın tabiatına aykırı UBP ile bile Hükumet ortaklığı yapmıştır.
Gelelim CTP dışındaki sol partilere hep bölünme hep ayrışma yaşamışlardır. Özellikle 2009 yılında başarısız CTP Hükümetleri sonrası yakaladıkları tırmanışı hiçbir zaman lehlerine dönüştürememişlerdir. Hep kendi iç kavgalarını bölünmeyle sonuçlandırmışlardır. Buna karşılık CTP’de hep kol kırılmış yen içinde kalmıştır..
Bu dönemde sol partilere hep önerim belli bir manifestoda uzlaşmalar ve seçimlerde hem kendilerini yükseltmeleri hem de CTP ile yakalayacakları bir olası Birlikte Hükümet olma olasılığını sadece CTP’nin inisiyatifine bırakmadan bir sol-sol Hükumeti oluşturma hedefi koymalarıydı.
Ancak bölünmeler gelinen noktada bunu da ortadan kaldırdı diyebilirim.
Yerel seçimlere katılıp genel seçimleri boykot eden YKP, Seçimleri her zaman boykot eden KSP, bir araya gelmeleri artık mümkün olmayan mahkeme koridorlarını mesken edinen TDP ile TKP Yeni güçler ve son olarak mahkeme koridorlarına düşme aşamasında olan BKP.
Şimdi bazı arkadaşlar çatı partisi önermektedir. Son 5 yılda hep reddedilen çatı partisi artık tüm tarafları toplayamaz haldedir. Üstelik bir manifestoda bile uzlaşma noktasından çok çok uzaktadırlar. Bütün bu gelişmeler solda hep CTP’nin hanesini güçlendirmektedir. Yapılacak son seçimden sonra da artık kimsesi CTP içinde Liberal kanat güçlendi parti programındaki sosyalist söylemden uzaklaştı eleştirisini yapmasın.
Topu topu CTP dışındaki partilerin toplamda 100’ü bulmayan yetkili organlarının kavgadan başka bir şey üretmeyen yöneticileri nasıl bir araya gelip topluma umut aşılayacaklar.
YAZIYA YORUM KAT