Kıbrıs’a gelecek olan suyun temelinde yıllarca aynen Kuzeyde bırakılan toprakların yağmalanması gibi su Akü ferlerindeki sularımızın da yağmalanması yatmaktaydı.

Yıllarca su kuyularından denetimsiz kullanılan sular, partizanlıkla bu kuyuların sahiplendirilmesi, partizanca verilen yeni kuyu izinleri.

Sonuç itibarı ile akü ferlerde tuz oranlarının yükselmesi nedeniyle gerek içme gerekse sulanma suyunda yaşanan sıkıntılar.

Sonunda su adaya geldi. Yeniden bir tartışma başladı bu suyu kim yönetecek?

Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok Şubat 2016’da bir anlaşma imzalanır. Buna göre ‘’ İçme-kullanma suyu, atık su ve yağmur suyu işletmesi ile zirai sulama işletmesi ayrı ihale edilmek suretiyle imtiyaz hakkına sahip işletmeciler tarafından işletilir.’’Yani sadece Türkiye’den gelen su değil su ile ilgili her şey ihale yolu ile Özel sektöre devredilecektir.

Su adaya geldi ve Belediyelerimiz 25 Kr/ton olarak aldıkları suyu 2.3 TL/ton olarak DSİ’den satın almaya başladıkları için halk pahalı su almaya başladı.

Sözde bir yıl içinde şartnamesi Kıbrıs’ta hazırlanıp ihaleye çıkılacak dendi. yıl 2021 ortada bir şey yok.

Ortada olan tek şey cefasına katlandığımız bu su boru hattında doğan arızanın tamir ücretinin da bizler tarafından ödenmesi (900 Milyon Tl.)

Yıllardır bizi yönetip da su kaynaklarımızı tüketenlerden hiç hesap sorulmuyor.

Şimdi adaya gelen ve içme suyu olarak kullanılan suya ilaveten bir sulama suyu projesinin sonuna yaklaşıyoruz. Tünel kazılarının sonuna gelindi.

‘’Bu proje tamamlandığında üretimimiz artacak ve satıp zengin olacağız’’diyorlar ama kime nasıl satacağımızı söylemiyorlar?

Üreticiye suyu tonu kaç TL’den kim satacak? İçme suyunda olduğu gibi bize fahiş fiyata mı satılacak? Proje tamamlanınca mı tüm yer altı kaynaklarımız bir Türkiyeli şirkete devredilecek? Bu güne kadar hazırlanmayan şartname bu nedenle mi bekletiliyor?

Sonunda yine mi suyu tüketenlerden hesap sorulacağına fatura bize ve üreticiye mi kesilecek?

‘’Biz suyunuzu vermesek ne içecek ne üretecek suyu bulamayacaksınız diye bedelini biz ödediğimiz halde hakarete mi maruz kalacağız?’’

Diyet ödeye ödeye işbirlikçilerinizle birlikte bizim kolumuzu bacağımızı kestiniz sıra gövdeye mi geldi?