1. YAZARLAR

  2. Psikolog Cansın İskender

  3. Sporcu Psikolojisi ve Motivasyon
Psikolog Cansın İskender

Psikolog Cansın İskender

Psikolog
Yazarın Tüm Yazıları >

Sporcu Psikolojisi ve Motivasyon

A+A-

Öncelikle nedir spor psikolojisi? Kısaca tanımlamak istiyorum; spor ve egzersiz sırasında performansı etkileyen psikolojik ve zihinsel faktörleri araştıran ve bulguları bireysel ve takım performansını artırmada kullanan psikolojinin alt alanıdır. Spor psikolojisinde en çok motivasyonu artırma, gevşeme çalışmaları ile müsabaka sırasında oyuncuların zihinlerini gevşetip yarışma koşullarının üzerlerinde yaratabileceği ve kas-koordinasyon sistemlerinin etkin çalışmasını etkileyebilecek stres faktörlerini azaltıp oyuna yoğunlaşmaları öğretilir. Bir nevi ayrı bir antrenman diyebiliriz aslında. Yalnız olayın aslına bakarsanız burada hedef sadece sporcularla çalışmak değildir zaten. Aynı zamanda antrenörler, sporla doğrudan ilgili olan diğer kişiler, özellikle 18 yaş altındaki alt takımlarla çalışan kulüplerde ailelerle de çalışmaktır.  Spor psikolojisinde genel amaç performansı arttırma ve motivasyon sorunları, kaygı, stres ve öfke vb. gibi durumlarla baş etme mekanizmasını güçlendirmektir.

Herkesin de bildiği gibi geniş kitlelere sahip olan spor, günümüzde bacasız bir fabrika olarak büyük bir ekonomiye sahip. Bu ekonomik ve popülizm etkisi sporcuları, sporcu velilerini, antrenörleri, yöneticileri ve taraftarları olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Spor ortamındaki bu durum sporcuları, antrenörleri, sporcu velilerini, taraftarları ve yöneticileri kaygılı, stresli, yorgun, motivasyonsuz, saldırgan ve agresif yaparken bazen de tam tersi bir durumun oluşması ile sonuçlanmaktadır.Halbuki tüm spor dallarına başlarken öncelikli amaç, ruhen ve fiziken rahatlamak, iç dünyamızda huzura ulaşabilmek  değil miydi? Ne yazık ki bu açıklama eskide kalan tozlu bir düşünceye dönüştü. Amatör duyguların  yerini profesyonelliğe bırakıldığı günümüzde, başarının sadece  yapılan müsabakada birincilik olduğu, fakat yapılan müsabakalarda sadece bir birincinin olacağı gerçeğini unutturmuştur.  Başarmanız gereken bir iş varsa ve sizden güçlü olduğuna inandığınız bir rakibiniz varsa ne kadar çalışırsanız çalışın zaten ilk karşılaşmanızda o sizden mutlak önde başlayacaktır ve sizde ona yetişebilmek için tüm çabanızı ortaya koyacaksınızdır.

Fakat asıl olan şey şartların eşit olduğu gerçeğini unutmuş olmamız. Oda sizin gibi beden ve beyne sahip, nefes alıp veren bir varlıktır. Bu gerçek gözümüzün önüne kadar girer fakat biz onu görmemeye devam ederiz. Bu esnada sporcuyla her anını geçiren antrenör performansı arttırmanın formülünü, geçmiş taktiksel tecrübe ve öğretileriyle uygular. Peki bu uygulanan taktiksel çalışmalar sporcunun içinde bulunduğu durum için yeterli mi? Sporcunun üstünde bulunan müsabaka stresi ve müsabaka kaygısının kontrol edilemediği durumlarda ne olmalı? Şöyle bir gerçek var ki sporcunun motivasyonunun yüksek olması, kendine güveninin var olması veya olmaması maçın skorunu maç başlamadan etkilemektedir. Yapılan onca yarışmalar esnasında heyecanın dorukta yaşandığı o anlarda beklenmedik olaylarla kısmen karşı karşıya kalan sporcunun  kendinden talep edilen işi yapması çok da kolay değildir. Ayrıca devam eden müsabakalar esnasında bulunduğu pozisyon içindeki sporcunun hedefi, kendi durumunu, takım arkadaşlarının ve rakibinin durumunu hızlı değerlendirerek hareket etmesi  çok da kolay bir durum değildir.

Ulaşılması çok zor olan hedefler ya da hemen başarılabilecek kolay hedefler bir yarar sağlamaz. Genelde sporcu ve antrenörler maçın hedeflerini maçı kazanmak olarak belirler. Halbuki maçı kazanmak sporcuların dışındaki başka faktörlere de bağlıdır. Örneklersek; izleyicilerin etkisi, hakemler,rakibin durumu, hava durumu…vb. gibi şartlar altında ve yüksek performans gerektiren durumlarda yüksek motivasyonla mücadele etmesi sporcunun zihinsel antrenmanıyla alakalıdır. Motivasyon ise bilinçli ve bilinçsiz kalıtımsal ve öğrenilen psikolojik seyir ve durum için kullanılan bir terimdir. Motivasyonu, sporcuları olumlu yönde etkilemek amaçlı kullanılabilmesi için antrenörün sporcularını yakından tanıması onların ilgi ve gereksinimleri hakkında yakından bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu konuda olanak varsa bir psikologla çalışmak en yararlısı olacaktır. Eğer bir sporcu fiziksel ve psikolojik olarak müsabakaya hazır ise bu yeterli bir motivasyondur. Yetersiz motivasyon durumunda olan sporcu ise, keyifsiz, nedensiz yorgunluk, yarışmanın bitmesi isteği veya yarışmayı bırakma eğilimine girer. Sporcuda savaşım isteği yoktur ve sporcu sahip olduğu motor becerilerini tam anlamıyla kullanamaz. Tabi herşeyin fazlası zarar sözünden de yola çıkarak aşırı motivasyon da aynı şekilde ters etki gösterebilir. Sporcunun aşırı motivasyon durumlarında aşırı sinirli ve telaşlı olur. Bacaklarda halsizlik, ellerde titreme görülebilir. “start  telaşı” olarak isimlendirilen bir durumla karşı karşıya kalınabilir. Sporcu davranışları kontrolsüz olarak devam eder. Bu gibi durumlarda yarışmalar öncesi yapılan antrenmanlar çok önem taşır fakat sadece yapılan fiziksel antrenmanlar bu durum için yeterli olmaz. Zihinsel antrenmanlar da en az fiziksel antrenmanlar gibi önem taşır.

Zihinsel antrenman denilen şey, yapılacak olan hareketin uygulama olmaksızın  yoğun bir şekilde zihinde canlandırılmasıdır. Bilinçli hareketlerin çoğunda vücut, beynin verdiği emirlere uymak zorundadır. Bu sebeple fiziksel ve zihinsel antrenmanlar eş zamanlı olarak uygulanmalıdır. Bir hareketin zihinde canlandırılması sırasında ilgili kaslarda aynı uygulama esnasında ortaya çıkan elektrik akımı gibi akımın oluştuğu tespit edilmiştir. Hareketi durmadan, korkmadan  doğru ve akıcı bir şekilde canlandırma uygulamalı olarak yapmaktan daha kolaydır.

Çünkü unutmamamız gerekn bir şey daha var ki insanoğlu sadece kas ve kemikten yapılmamıştır. Spor alanındaki bireyin de psikolojik yeteneklerinin çok güçlü olması gerekmektedir. Dolayısıyla dünya çapında başarılı olan sporcuları düşünürsek, en büyük silahları spor psikolojisine hakim olmalarıdır. Kuşkusuz ki kişinin performansını fiziksel ve taktik etkenlerin dışında psikolojik ve duygusal faktörlerde etkilemektedir. Sporcuların  duygularını bilinçli olarak kullanabilmesi için planlı ve düzenli bir şekilde uzman kişiler eşliğinde çalışmalarını önermekteyim.

Dünyadaki ve ülkemizdeki başarılı sporcu ve antrenörlere göz geçirdiğimiz zaman sporun fiziksel yönünün yanında spor psikolojisi uygulamalarının da çok önemli olduğunu belitmiş ve ne derece önemli olduğunu vurgulamışlardır.  Tiger Woods Pete Sampras, Michael Jordan,  David Beckham, Gary Lineker, Muhammed Ali, Tony Schumacher, Phil Jackson, Mustafa Denizli, Fatih Terim, Sir Alex Ferguson gibi sporcu ve antrenörler sporun zihinsel yönüne her zaman önem vererek fiziksel, taktiksel ve teknik çalışmalarına spor psikolojisi çalışmaları da eklemişlerdir.

“En yetenekli oyuncular bazen başarısız olurlar. Bazıları takıma bile giremez. Önemli olan içinizdekidir.”(Brett Favre – Amerikan Futbolu Efsanesi)

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.