1. YAZARLAR

  2. Mehmet Davulcu

  3. "Türk" ve "Kıbrıslı"
Mehmet Davulcu

Mehmet Davulcu

Yazarın Tüm Yazıları >

"Türk" ve "Kıbrıslı"

A+A-

Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ Kuzey Kıbrıs'ı ziyaret etti ve bir takım temas ve çalışmalarda bulunup ayrıldı.

Recep Akdağ Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı olması yanısıra Kıbrıs İşlerinden de sorumlu bakanıdır.

Sayın Akdağ'ın ziyareti "resmi bir ziyaret" olarak açıklandı.

Yani bu ziyaretinin amacı Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerin yürütülmesi veya yürütülmekte olan çalışmaların gözden geçirilip denetlenmesiydi.

Akdağ'ın ziyareti sırasında iki ülke arasında daha önceden imzalanmış olan protokol veya anlaşmalar uyarınca yürütülmekte olan çalışmaların ele alındığı ve bazı gecikmelere işaret edildiği basın aracılığıyla kamuoyuna duyuruldu.

Ancak Recep bey Kuzey Kıbrıs'ta gayrı resmi faaliyetlerde de bulundu. Partisinin Kıbrıs şubesi olarak görev yapacak olan bir derneğin açılışını da yaptı.

Recep bey, Milli Mücadele Dayanışma Derneği isimli bir derneğin açılışını yaparken bir de nutuk attı. Bu nutkunda açılışını yaptığı derneğin AK Partinin Kuzey Kıbrıs'taki Türk seçmenlere yönelik bir çalışma alanı olduğunu söyledi.

Recep bey bu konuşmasında açılışını yaptığı Milli Mücadele Dayanışma Derneği'nin AK Partinin Kıbrıs şubesi olduğunu açıklaması yanı sıra Kuzey Kıbrıs'ta yüz bin Türk seçmen bulunduğunu da açıkladı.

Recep bey bu veciz konuşmasında Kıbrıs'ın kuzeyinde yerleşmiş ve Kıbrıslı Türk toplumu adıyla bir toplumsal kimlik oluşturmuş olan bu toplumu 100 bini Türk, geriye kalanı da Kıbrıslı olarak ikiye ayırdı.

Recep bey bu rakam da vererek yaptığı ikiye ayırmadan sonra "onlar da diğer Kıbrıslı kardeşlerimiz de başımızın üstünde yeri olan insanlarımızdır" diyerek her iki tarafın da gönlünü almayı da ihmal etmedi.

Recep beyin bu çok mühim konuşmasından sonra biz de anladık ki, Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan insanlardan seçmen olanların 100 bini "Türk"tür, geriye kalan seçmenler ise "Kıbrıslı"dır.

Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan seçmen sayısı nedir tam olarak bilmiyoruz. Ancak çok uzak değil herhalde önümüzdeki yılın yaz başında seçim olacak ve o zaman kaç seçmenimiz var tam olarak öğreneceğiz.

Geçmiş seçimlerden belleğimde kalan 180 bin civarıydı. Her seçimde seçmen sayımız yükseltiliyor. Bakalım o güne kadar kaç seçmenimiz olacak.

UBP-DP hükümeti neredeyse her hafta ciddi rakamlarda yeni vatandaş yapmaya devam ediyor. Bu yeni vatandaşlar haliyle yeni seçmen de oluyor. Bu durumda Recep beyin verdiği 100 bin Türk seçmen sayısı her hafta artmaktadır.

Bizim hükümetimiz açıklamaz ama, bakarsınız Recep  bey bir sonraki ziyaretinde Kuzey Kıbrıs'taki Türk seçmen sayısının yenisini açıklar da biz de öğrenmiş oluruz.

Bizim buralarda bazı siyasetçiler ve yazıp çizerler, "Kıbrıslı" sıffatına çok kızarlar. "Kıbrıslı Türk" sıffatına kızdıkları da olur. Bu beyefendilere göre sadece "Türk" sıffatı vardır. Başkası olamaz. Kendini "Kıbrıslı" veya "Kıbrıslı Türk" olarak tanımlayanlar bu beyefendilere göre ya "satılmıştırlar" ya da en hafifinden "Rum sevdalısıdırlar."

Recep beyin Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşamakta olan bu insan topluluğunu "Türk" ve "Kıbrıslı" olarak ikiye ayrıp isimlendirmesinden sonra bizdeki bu beyefendilerden tık bile çıkmadı.

Şaşılacak şey doğrusu. Recep beyin söylediklerini ben veya bir başkası söyleseydi bu beyefendiler kılıçları çekip bizi doğramaya bile kalkışabilirlerdi. Ama dut yemiş bülbül gibi susmayı tercih ettiler. Sanki de hiç duymamış gibi yapıyorlar.

Recep bey o çok önemli ve tarihi olduğunu düşündüğüm dernek açılış konuşmasında çok çok önemsediği bir konuya da değindi. Türkiye'de 16 Nisan'da yapılan  anayasa değişikliği halk oylamasında Kuzey Kıbrıs'tan katılımı yüzde 43 civarında olduğunu belirterek bunun yetmeyeceğini artması gerektiğini söyledi. Recep bey bu artış beklentisiyle ilgili olarak yüzdeki oranı da belirtti. Bir sonraki Türkiye seçimlerinde katılımın yüzde seksenlerde olmasını istedi.

Recep bey bu gayrı resmi çalışmalarını yürütürken yanında KKTC'nin resmi makamlarını elinde bulunduran kimseler de vardı.

Bu resmi makam sahibi kimselerden hiç bir Recep beye, "dur be efendi bakalım, nedir söylediğin, bizim toplumumuz bir bütündür" demedi. Demeyi aklından bile geçirmedi.

Keşke deseydiler. Deyebilseydiler.

Deyemedikleri içindir ki, sonsuza kadar yaşatacaklarına dair yeminler ettikleri KKTC "yok hükmünün ötesine geçememektedir. Böyle devam edildiği sürece hiç bir zaman yok hükmünden kurtulamayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.