Kendim için değil çocuklarımızın torunlarımızın geleceği için üzülüyorum. Büyüklerimin ve de küçüklerimin varlık mücadelesi için verdikleri canlarına üzülüyorum.

1950’li yıllardan başlayarak ne Rum’a ne de İngiliz’e yama olmamak için verdiğimiz mücadeleye, ettiğimiz TMT yeminine üzülüyorum,

Nasıl yemin etmiştik ‘’ Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Türk Milletine adadım. Ölüm dahi olsa verilen her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilen her şeyi, canımdan aziz bilip, sonuna kadar muhafaza edeceğim.

Milletvekillerimiz nasıl yemin eder ‘’ Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya bağlılıktan ayrılmayacağıma; namusum ve şerefim üzerine and içerim.

Hani biz Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için mücadele edecektik.

Satılmadık neyimiz kaldı. İngiliz’e, Yahudi’ye, Rus’a isteyen her yabancıya toprağımızı (Olmayan) satmadık mı? Her yıl 2500 yeni vatandaş yaparak bilmem kaç kat nüfus yaratarak Kıbrıslıyı azınlığa düşürmediniz mi?

Özellikle siz kendinizi büyük sayan partiler. Sırf koltuğa oturup emir kulu olmak için menfaatleriniz uğruna Kıbrıs Türkünün geleceğini satmaktan başka ne işe yaradınız.

Hala daha yalanlarınızla ve çıkarlarınızla geleceğimizi satmaktan hiç vaz geçmeyecek misiniz?

Takım tutar gibi çevrenize aldığınız kitleler ile Kıbrıs Türkünün varlığını yok etmekte işbirlikçi olmaya devam mı edeceksiniz.?

Ne kadar azalsak da tarih önünde sizi yargılayacağız böyle biline.