1. YAZARLAR

  2. Muhammet Gözay

  3. Yeter değip de yola çıkmayacağız mı?
Muhammet Gözay

Muhammet Gözay

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeter değip de yola çıkmayacağız mı?

A+A-

Hatırlayalım.
Bizde ne varsa sizde de aynisi olacak demişlerdi.
Bizde denilen ülke ise Türkiye'dir.
Öyle demişlerdi.
Bugün bakıyorum da giderek o yola doğru her bir şeyimiz ile girmişiz.
Ve, ne var ne yok oradan buraya taşımış oldular.
Erdoğan düzeni burada hızla devam ediyor.
Kıbrıs'ın kuzeyinde AKP'nin temsilciliğini yapanların geçen yıllarda Afrika gazetesine saldırıp, linç etme ve insan hayatına kast etmelerini hatırlayın. 
Bilinçli olarak saldırdılar ve polisin gözü önünde tüm bunlar yaşanmış oldu. O saldıranlara hiç bir müdahale o gün polis tarafından yapılmadı.
Ve bugün halen daha tehditler savurmaya devam ediyorlar. Kurdukları YDP partisi de yetmez diyerek AKP temsilciliği ile birlikte yola devam ediyorlar. 

Benzetmeleri hiç biter mi, devam ediyorlar benzetmeye bizleri kendilerine!
Bizde ne varsa sizde de olacak dediler bir kere, hiç boş dururlar mı?
O yüzden alın size AKP temsilciliği!

Bu temsilciliğin başında da Lefkoşa Elçiliği!

Nerede Kıbrıs Türkü?
Nerede irade?
Yok işte!
O kadar bir yol aldılar ki ekranlarda onları görüyoruz.

Konuşuyorlar bizlerin yerine.

Bizlerin olduğu yerde sizler yoksunuz diyerek her daim bu şekilde sahip oluyorlar irademize.

Bakınız son cumhurbaşkanlığında yapmış oldukları müdahalelere ve baskılarına! Göndermiş oldukları resmi devlet adamları ile ülkeyi karış karış ederek seçimlere müdahale etmiş oldular. Kara çantalar ile para dağıtarak seçmeni nasılda satın aldıklarını Mağusa, İskele, ve Karpaz tarafından çıkan sonuçlarda görmüş olduk. 

Açıkça 1990 ve ondan önceki seçimlerden de büyük baskı ve müdahalelere maruz kaldık. 

İrademiz, varolmamız, bu şekilde gasp edilmiştir bu son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde!

Evet, işgal 1974'ten gelsin devam ediyor. Ama bu son halleri bardağı iyice taşırmış oldu. 

Türkiye yönetimi her türlü hakkımızın üzerine oturmuş oldu.

Ve bunu da yapan o garantör dediğimiz ülke oluyor. 

Yani açıkça suç işliyor. 

Bu suç karşısında bizler ne yaptık?

Uluslararası hukuka gittik mi?

AB insan hakkarı mahkemesine gittik mi?

Ne yaptık?

Hayır!

Hiç birini yapmadık!

Seçimlere hep devam ettik. 

Evet, böylelikle de ülkenin gerçek idarecisi onların olduklarını görüyoruz.

Yöneten bizler değil, onlardır.
Her türlü konuşmaları ve tavırları bunları göstermiş oluyor.
1974 tarihinden sonra benzeyen her bir yanımız devam ediyor.
Kaba kuvvet, saldırı, kırıp dökmek, insanları öldürmek, tecavüz, soygun, bunlar benzetilme yanımızdır.
Türkiye, şeriat düzenine gelip dayanmıştır.
Laiklik anlayışı tamamen bitirilmiş oluyor.
Yapılan kulliye ve camiler bunların göstergesidir.
Birçok dini dernekler ve bunlar üzerinden yetiştirilen şeriat kafalar giderek artıyor.
En iyi sömürü din sömürüsü üzerinden oluyor.
Dini kullanarak o ülkenin demokrasi anlayışı, laiklik anlayışı bu şekilde bitirilmiş olur ve tek adam hakimiyeti ortaya çıkar.
Yani halk bu şekilde teslim alınmış olur.
Bugün bizleri de bu şekilde hızla dini akımlar yoluyla teslim almaya da devam etmiş olacaklar. 

Yapılan külliye de bunu gösteriyor.
Ve bunun yanında devamı için yapılacak nice külliye ve camiler, imam hatip liseleri, bugün geldiğimiz noktayı göstermiş olacaktır. 

Birde işgalcinin seçtirdiği TATAR ile yapılacak vatandaşlıklarla da böylelikle daha çok işgalin edileceğinin acı gerçeğidir.  

Ülkede, bir iki gazete, sendika, partiler ve aydınlar hariç, her şey Tayyib'in idaresi, emri altına alınmış durumdadır. 

Evet, AKP ve Tayyip işgal rejimi burada hızlı bir şekilde devam ediyor. 

Peki bizler ne yapıyoruz?

Ne yapacağız?

Bunlara dur demeyecek miyiz?

Yoksa kabullenmiş duruma mı geldik?

Pes mi ettik?

Yeter deyip de yola çıkmayacak mıyız?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.