Şöyle bir geçmişe bakalım.
Yani 1983'den önceki yıllarımıza ki KKTC'nin ilanı söz konusu değildi.
O yıllarda KKTC yoktu ve dünya ile ticari ilişkilerimiz yaşanıyordu.
Ürettiklerimizi sata biliyorduk, rahatça!
Ülkeye ekonomik yönden kazanç geliyordu.
O yıllarda neler üretip de neler satıyorduk değil mi?
Tam anlamıyla bir devlettik aslında!
Kazanan ve de güçlenen bir devlet!
Otonom idaresi ile biz mühürümüzü basarak dünyaya ürünlerimizi bu şekilde kesintisiz rahatça satmayı sürdürdük.
Ardından Federe devlet ile yine ayni şekilde dünya ile ticareti yerine getirdik.
Ve sonra, evet sonra eller havada KKTC ilan edildi.
Ardından başımıza gelenler başlamış oldu.
Hem de süratle!
Dünyaya mal satmaz olduk.
Üretim tesisleri böylece kapanmaya başlamış oldu.
Her şeyin üzerine kilit vuruldu.
Koskoca birçok Rum’dan kalan sanayi tesis, bu sefer dünyaya ürününü satamaz oldu.
İyi mi yapıldı da kuruldu?
Kesinlikle hayır!
Halimize bakınız!
Geçmişte maç yapa biliyorken, KKTC ilanından sonra bu da bitti.
Ama Türkiye halen daha kesintisiz Rum tarafı ile maç yapabiliyor.
Türkiye tanımam diyor Kıbrıs Cumhuriyetini, bu nasıl tanımamak. Ticaret de yapıyorlar ve tanımam diyor biz saf Kıbrıslı Türklerine!
Ve bizler, geçmişte Kıbrıs lirasını ortak paramızı kullanırken, Türkiye'nin tehdidi ve baskısı sonucu güçlü paramızı kendi ellerimiz ile Rum'lara teslim ettik.
Kendi ortak hakkımız olan paramızı bu şekilde kendi paramız olmaktan çıkartarak. Yerine Türkiye'nin Türk Lirasını kullanacağız kararını oy çokluğu ile mecliste eller havada kabul edildi.
Ve o günden bugüne resmi paramız Türk Lirası oldu.
Başta Denktaş olmak üzere o zaman hükümet ve mecliste yer alan muhalefet, 8 Haziran 1976 tarihinde bankalara TL olarak işlem yapılacak yetkisini çıkartmış oldu.
Bankalar bu yetki karşısında bayağı kazanmış oldu milletin biriktirdiği milyon Kıbrıs lirasından!
Evet, o zaman toplam olarak Kıbrıs Türkün mevduat hesabı, 21 milyon Kıbrıs Lirasıydı.
O yıllarda bu para yani 21 milyon Kıbrıs Lirası, TL'ye dönüşünce 1 milyon 750 bin KL olarak değer buluyor.
Yani geride korkunç bir para yenip yutuluyor.
Bu hırsızlar tarafından bu paralar böylece yendi.
Güçlü olan Denktaş ve UBP o yıllarda 13 oya karşın 30 oyla Kıbrıs lirasının üzerine böylece oturmuş oldular.
1 Kıbrıs Lirasını 36 TL' den millete zorunlu olarak bozdular. Oysaki piyasa değeri 200 TL'ydi!
Türkiye ve o zamanın UBP ve Denktaş üçlüsü bugün bizleri bu hale getirmiş oldular.
Bugün ne acıdır ki döviz karşısında halk sürünüyor.
Ve 23 önlem paketi dediler.
Bu pakette orta direk için ne var?
Hiçbir şey!
Bu insanlar sürünmeye yok olmaya devam ediyor.
Acı ama gerçek budur!
Bugün mecliste CTP en güçlü parti konumunda ve hükümet'te!
TDP de var!
Hadi Euro'ya geçelim, böyle bir adım atınız.
Geçmişte sağın yaptığını şimdi sizde sol olarak yapmaya çalışın.
Hadi ne duruyorsunuz daha?
Yoksa Türkiye sizi koltuğunuzdan mı alır?
Sizin korkunuz ve derdiniz koltuk mu?