Yücesoy: Çocuk Hakları Sözleşmesi uluslararası hukuk bağlayıcılığı olan sert hukuk kaynakları arasındadır
LAÜ Akademisyeni Yücesoy, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında açıklamalarda bulundu
Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uluğ İlve Yücesoy, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında güne özel açıklamalarda bulundu.
“Bugün 20 Kasım 2024. dünyamızın umudu, geleceği, neşesi olan çocuklarımızın haklarını koruyan, garantileyen, güçlendiren Birleşmiş Milletler “Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin imzalanışının 35. yıl dönümüdür. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin tamamlanma yılı olarak belirlenen 2030 yılına altı yıl kala Dünya Çocuk Haklarını Günü’nü kutluyoruz” diyen Yücesoy, artık her 20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü vurgusunun yanında dünyamızın umudu olan çocukların haklarını doğrudan ilgilendiren sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle paralel bir çocuk hakları vurgusunun gerekmekte olduğuna dikkat çekti. Sözlerinin devamında Yücesoy şunları kaydetti: Zira çocuklar, çoklukla umut, neşe kaynağı motifinde görülse de aynı zamanda dünyanın bizden sonraki geleceği olacaklardır. Bunun için de Birleşmiş Milletler ’in belirlediği “Aşırı Yoksulluğu Sona Erdirme”, “Eşitsizlik ve Adaletsizlik ile Mücadele” ve “İklim Değişikliğini Düzeltme” amaçları doğrultusunda; 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinin başarılacağı bir dünyada çocuk hakları sürdürülebilir olabilecektir. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda imzalanan “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”; dünyada en kısa zamanda imzalanan ilk ve tek uluslararası sözleşme özelliğine sahiptir. Bu sözleşmeyle imzacı ülkeler, iç hukuklarını Sözleşme uyarınca değiştirmeleri ve uyumlu hale getirmeleri konusunda yükümlülük altına girmişlerdir. 20 Kasım 1989 tarihinde imzalanan “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”; uluslararası hukuk bağlayıcılığı olan sert hukuk “hard law” kaynakları arasındadır. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’ndeki maddeler sadece ulusal hukukları değiştirmekle kalmamış; uluslararası hukuku da değiştirmiştir. Sözleşme birçok çocuklara ilişkin özellikli durum arz eden uluslararası anlaşmanın imzalanmasına sebep olduğu gibi uluslararası mahkeme kararlarının da referansı olmuştur. Bu Sözleşme sayesinde Çocuk Hukuku’nda yeni bir dönem başlamıştır. Sözleşme’nin ilk maddesi olan “18 yaşına kadar her insan çocuktur” hükmü ulusal hukuklarda “çocuk” kavramının hukuki tanımının yeniden yapılmasına sebep olmakla kalmayıp uluslararası yargı yetkisine sahip mercilerin de içtihatlarında köklü değişikliklere sebep olmuştur. Bu madde, uluslararası hukuk açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği Adalet Divanı gibi mercilerin de içtihatlarını belirlemiştir. Ayrıca Sözleşme ’deki “Ayrım Gözetmeme” (Madde 2), “Çocuğun Yüksek Yararı” (Madde 3), “Yaşama ve Gelişme Hakkı” (Madde 6), “Katılım Hakkı” (Madde 12) gibi hükümler çocuk haklarının güçlenmesi ve sağlamlaşması açısından önemli dört temel ilkedir. Sözleşme, yaşama, özgürlük ve güvenlik, ayrımcılık görmeme, eşitlik, katılım, ifade özgürlüğü, eğitim hakkı, özel yaşama saygı hakkı gibi haklar nasıl yetişkinler için varsa çocuklar için de bu hakların olduğunu kabul etmektedir.
Yücesoy son olarak, “Unutulmamalıdır ki geleceği sahiplenerek günümüz ve geleceğin çocuklarının hakları için “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ”in yaşama geçtiği yeşil, adil, eşitlikçi, demokratik değerleri benimsemiş, katılımcı, yoksulluğun azaltıldığı bir dünyada ve ülkede çocuk hakları kök salabilir. 2030 yılına 6 yıl kala demokrasinin çocuklarla buluştuğu, çocukların katılım ve gelişme hakkının güçlendiği, çocuğun yüksek yararının her alanda sağlandığı, çocuk dostu politikaları daha güçlü bir şekilde kamu kuruluşları, özel sektör ve sivil toplumun çocukların da söz sahibi olduğu, birlikte yürüyeceği bir yol haritası için günümüzü ve geleceği kucaklayarak daha güçlü adımlar atmanın vakti gelmiştir. Çünkü çocuklar gelecektir!” diyerek sözlerini tamamladı.
HABERE YORUM KAT